23 Ekim 2001 Salı

Gobi Çölü'nde bir gezinti

Tabii taksi şoförünün Hür ve Kabul Edilmiş Cahiller Büyük Locası Derneği üyesi olduğunu bilseydim ağzımı açmazdım. Ama nereden bilecektim?

NTV'nin önüne çıkıp gelen ilk taksiyi durdurmuştum. Ne konuşmak ne de dinlemek istiyordum. Ama şoför -bir memur emeklisi- konuşkan çıktı.

"Köprü çok boş," dedi köprüye girerken. "Bu saatte bu kadar boş olmazdı. İnsanlar arabaya binemiyor."

Saat dört falandı.

Karşıda neredeyse her gün yürüyüş için gittiğim koru, yukarıda bulutsuz bir gök, aşağıda Sarayburnu'na doğru akan pırıltılı bir deniz.

"Amerikalılar getirmiştir bu hükümeti başımıza," dedi şoför.

Birdenbire uyandım. Hükümetle ilgili çok şey duymuştum. Ama iktidara Amerikalılar tarafından getirildiğini ilk defa duyuyordum.

"Neden?"

"Bizi batırmaları için," dedi fazla düşünmeden.

"Amerikalılar bizi neden batırmak istesin?"

"Amerikalılar bizim düşmanımız. Tabii batıracaklar bizi."

"Bizi batırmak isteseler neden bize kredi veriyorlar? Krediyi kesseler batacağız."

"O iş öyle değil," dedi şoför. Belli ki bu tezi daha önce de savunmuştu. "Borcu ödeyemeyeğimizi biliyorlar. Onun yerine topraklarımızı alacaklar. Alamazlar mı? Borcu ödeyemediğimizde?"

Gözümün önüne bir Türkiye haritası geliyor. Kenarından kesile kesile yenen bir pizza veya lahmacun gibi, gitikçe küçülen. Rambo kıyafetli, Ray Ban gözlüklü, Amerikan icra memurları, ellerinde tırnak makası gibi şeylerle gelip kıt kıt kesiyorlar. Her parça kesildiğine biraz borç siliniyor. Sonra gene borçlanıyoruz. Gene kesiyorlar. Sonunda çok küçük, bit kadar bir Türkiye kalıyor. Hepimiz, 67 milyon Türk, üst üste orada oturuyoruz. Adım atsan denize düşeceksin. "Aman, dur kardeş, itişip kakışmayalım, kendimizi Boğaz'ın sularında bulacağız vallahi."

Kaç insan var Türkiye'de bu şoför gibi düşünen, eğer buna düşünmek denebilirse?

Kara cahil.

Bu adam, devletlerin ödeyemedikleri dış borçlarına karşı ellerinden topraklarının alındığını sanıyor. Bankadan borç alıp ödeyemeyen tüccarın evine ve dükkânına el konması gibi. Uluslararası Para Fonu IMF'in en çok kredi verdiği ülkenin Türkiye olduğunu bilmiyor. ABD'nin oluru ile 9 milyar dolarlık yeni bir kredi paketinin hazırlandığından da haberi yok. "Vermiyorum lan," dese, Hazine'nin borçlarını ödeyemeyeceğini, ertelemek zorunda kalacağını, bankadaki tasarrufların bile tehlikeye gireceğini anlamıyor.

Ve bu kara cehaletle.... Ne?

Bu ülkede kaç on bin, yüz bin, milyon insan var, taksi şoförününki gibi kafası hurafe, batıl itikat, cahil konuşması, yalan yanlış dolu? Dünyayı olduğu gibi görme yeteneğinden yoksun? Gobi Çölü gibi boş?

Bu cehaletin ceremesi kime ait?

Annem beni okutmak için nikah yüzüğünü satmış, babam ırgatlık yapmıştı. Diz çökmeli ve üzerinde yürüdükleri yeri öpmeliymişim. Yazık ki her ikisi de öldü. Şansımı kaçırdım.

EN ÇOK OKUNANLAR