8 Şubat 2002 Cuma

Bir utanç Himalaya'sı

Bir ülkedeki yargı sisteminin ne kadar etkin olduğunu anlamak için bakmamız gereken şeylerden biri, mahkumiyet oranlarıdır.

Devlet kaç kişi hakkında dava açtı? Hakkında dava açılanlardan kaçı mahkum oldu? İdeal koşullar altında, açılan bütün davaların mahkumiyet ile sonuçlanması gerekir. Mahkumiyet ile sonuçlanmamış her kamu davası adalet sisteminin hanesine yazılacak olumsuz bir puandır. Çünkü sistem boşuna meşgul edilmekte, insanlar boşuna mahkemelerde sürünmektedirler. Adil devlet vatandaşlarını gereksiz yere mahkemelerde süründürmeyen devlettir. Bu ölçümle, Türk devleti adil bir devlet değildir. Çünkü Türkiye'de hakkında kamu davası açılan kişilerin büyük bir çoğunluğu defalarca hakim karşısında çıktıktan sonra beraat ediyor.

Türk Ceza Kanunu'nun ünlü 159'uncu maddesi bunun tipik bir örneğidir.

Adalet Bakanlığı'nın istatistiklerine göre 1994 ile 2000f yılları arasında mahkemeler, 159. madde kapsamında, devlete hakaretten açılan davaların 2519'unu sonuçlandırdı. Bunlardan sadece 798'inde mahkumiyet kararı verdi.

Bunun anlamı şudur: Devletin, sonuçlanan davalardan yaklaşık yüzde 70'ini açabilmesi için 159'uncu maddeyi ihlal gerekçesine dayandırılacak geçerli bir nedeni yoktu. Devletin hakaret olarak algıladığı şeyler gerçekte hakaret değildi. Suçsuz, yargılanmaması gereken insanlar, adalet sistemi etkin olmadığı için, veya güçlü insanların emri ile, mahkemelerde süründü. Adalet mekanizması bu konuda vaktinin, enerjisinin, bütçesininfyüzde 70'ini boşuna harcadı.f

Ceza mahkumiyetten ibaret değildir. Sadece mahkum olanlar (ve yakınları) azap çekmez. Polis tarafından sorgulamak, savcının önüne çıkmak, mahkemede sanık sandalyesinde oturmak,f hakkında gazetelerde yazı çıkması da bir ceza ve azaptır.

Bu nedenle, 159'uncu maddeden sadece mahkum olan 798 kişi değil mahkum olmayan 1721 kişi de bir anlamda ceza çekti. Bu, masum insanların yasal yollardan devlet tarafından ezilmesi olarak da tarif edilebilir.

Ceza Kanunu'nun 159'uncu maddesinin öngördüğü ceza, önceki gün Meclis'te yapılan bir değişiklikle azaltıldı. Ama bu madde ve anlattığım şekli ile uygulanması, Türkiye'nin bağrından bir utanç Himalayası olarak yükselmeye devam ediyor.

Türkiye'de devlet güçlü, onu meydana getiren insanlar güçsüzdür. Türkler'in devletin organlarının hakaretlerinden korunmaya olan ihtiyacı, devlet için öngörülebilecek olanından daha büyüktür.

Hakaret bir suçtur. Bunun için kanunda madde vardır. Devlet kendine yönelik hakaretleri bu maddeye müracaat ederek cezalandırma yoluna gidebilir. Özel maddeye gerek yoktur.

Devlet neden özel bir himayeye ihtiyaç duyuyor vatandaşlarına karşı?

1994'ten bu yana 798 kişi devlete hakaretten mahkum oldu. Devleti, kurulduğu 1923 yılından beri soyan devlet memurlarından ve politikacılardan kaçı hakkında rüşvet ve yolsuzluk davası açıldı? Kaçı mahkum oldu?

EN ÇOK OKUNANLAR