22 Eylül 2001 Cumartesi

Ekonomik kriz ve seks yazıları

Eda telefonda "Yavuz Bey seni arıyor," deyince başıma geleceği anladım.

Grump! Yavuz Bey dediği, Yavuz Semerci. Ekonomi servis şefimiz. "Sırp Kasabı" olarak bilinir serviste. Çok sert.

"Gene seks yazısı yollamışsın," dedi hiddetle. "Burası Playboy mu, kardeşim? Müstehcen yayından kapattıracaksın gazeteyi. Çöpe attım. Maaşını da kesmelerini söyleyeceğim."

Bir dakika. Maaş ödemiyorsun ki, neyini keseceksin, dedim.

"Ben senin kesecek bir şeyini bulurum," diye devam etti tınmadan. "Ekonomi sayfası yönetiyoruz burda. Dünya inim inim inliyor sen bana seks yazısı yolluyorsun. Karından da mı korkmuyorsun?"

İki dakika izin verecek misin, bir şey anlatmak istiyorum, dedim.

"İki dakikayı geçmesin!"
Bir doktor varmış. Altı ay izne ayrılmaya karar vermiş. Doktor altı ay izin yapar mı, diye sormuşlar. Neden yapar, anlatayım demiş. Hastalarımın yarısı o kadar az hasta ki, ne yaparsam yapayım yaşayacak. Diğer yarısı o kadar çok hasta ki, ne yaparsam yapayım ölecek.

"Bana fıkra anlatıyor," diye bağırdı. "Ben ekonomi yazısı istiyorum, o bana fıkra anlatıyor!"

Demek istiyorum ki... Ben ne yazarsam yazayım; senin okurlarından bir bölümü batacak, bir bölümü zenginleşecek.

"Ne yani. Altı ay izne çıkacağım mı demek istiyorsun şimdi?"

Zaten herkes ekonominin düzelmeyeceğini biliyor, diyorum. Bunu onlara anlatmanın anlamı ne? Şimdi senle ikimiz İkinci Dünya Savaşı'nda, bir vagonda, gaz odalarına götürülen birer Musevi olsak. Sen benden zehirli gazların kimyevi özellikleri hakkında bir ekspoze mi istersin?

"Bitti mi?"

Veya diyelim ki Titanik'teyiz ve battı. Sen, ben Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio kurtulduk ve bir kapıya tutunmuş yüzüyoruz. Sen DiCaprio'nun kafasına bir odun vurduktan sonra Kate Winslet'a yaklaşıyorsun. Benden Agatha Christie'nin Denizde Cinayet romanından pasajlar okumamı mı istersin?

"Bana kolonya getirin!"
Ayrıca ben ekonomide ne olup bittiğini anlamış değilim ki. Diğer bütün ekonomi yazarları ekonomik krizden nasıl kurtulacağımızı biliyor. Bir tek bende formül yok.

"Artık ben konuşabilir miyim?"
Yani demek istiyorum ki; olan olmuş, bir de boşuna milletin kafasını ütülemeyelim. Bırak seks konusunda yazayım.

Sessizlik. Sonra uzaktan Eda'nın sesini duyuyorum. "Bembeyaz olmuşsunuz Yavuz Bey, biraz otursanız" diyor. Sonra bir çığlık. "Çocuklar koşun! Yavuz Bey'e bir şey oluyor!"

Ardından yere yıkılan bir insanın çıkardığı bir ses geliyor. Ve bağrışmalar. Sonra ambulans sirenleri.

Tamam tamam, diyorum. Lanet olsun. Vazgeçtim. Ekonomi yazacağım. Hay Allah. İnşallah kötü bir şey olmamıştır. Çoluğu çocuğu var.

EN ÇOK OKUNANLAR