10 Mart 2002 Pazar

Çay ve karga

Dudağımda ıslık, yüzümde tebessüm, Londra Picadilly'deki Fortnum&Mason mağazasının cam kapısından içeri giriyorum ve sola kırarak çay reyonunun önüne dikiliyorum.

"Anhui Black Mudan çayı," diyorum. "İki yüzer gramlık iki torba, lütfen."

Kapısında, Kraliçe'nin ara sıra buradan alışveriş yaptığını gösteren bir arma taşıyan dükkânın çay departmanı şefi yanıma yaklaşıyor.

"Size, maalesef, yardımcı olamayacağım, efendim," diyor, redingotunun iki yakasınını tutarak, hastasının öldüğünü yakınına açıklayan doktor tavrıyla.

"Artık Anhui Black Mudan'ı stokumuzda bulunduramıyoruz."

Yüzümdeki tebessüm bir sonbahar yaprağı gibi düşüveriyor.

"Neden?"

"Avrupa Birliği normlarına uymadığı için ithalatını durdurmak zorunda kaldık."

"Avrupa Birliği normlarınının nesine uymuyormuş?"

"Onu bilemiyeceğim, efendim. Brüksel'deki bürokratların karışmadığı şey yok. Yakında Anhui Black Mudan değil, viski bile içirmeyebilirler bize."

Brüksel'deki bürokratlara gelmeden önce Anhui Black Mudan üzerindeki esrar perdesini aralayayım. Anhui, Çin'in güney eyaletlerinden biridir. Orada, diğer şeyler yanında, çay yetişir. Bu çayların en yaygın olarak bilineni Keemun'dur. Black, yani siyah Mudan (bir de Red, yani kırmızısı vardır, ama şimdilik bunu unutalım) da bu eyaletin bir ürünüdür. Ama daha ender bulunur (rekoltesi yılda üç-dört kilo olan ve kilosu bir milyardan fazlaya satılan Çin çayları vardır,) daha pahalı ve lezizdir.

Black Mudan fermantasyondan geçmeden, yani yeşil olma durumundan siyah olma durumuna geçirilmeden (çünkü çay doğal halinde yeşil veya beyazdır, ama şimdilik bunu da unutalım) önce, kırılmadan ipliğe dizilir.

Satın aldığınızda Black Mudan, küçük bir deniz anacığı gibi değirmidir.

Çaydanlıkta demlenirken çaylar, saçını çözen bir kadın misali, "açılır" ve çaydanlığın dibini kaplayacak biçimde genişler. Tabii, çaydanlığa koyup demleyecek Anhui Black Mudan'ınız varsa. Ki benim artık yok. Brüksel'deki bürokratlar yüzünden.

Bize bir cennet gibi görünen Avrupa Birliği, birçok Avrupalı için ulusal özellikleri törpüleyen, farklılıkları standartlaştıran, orijinallikleri tekdüzeleştiren, yöreselliği yerle bir eden bir bürokratik heyuladır.

Brüksel, üye ülkelerin tamamında uygulanan kurallar üreten bir bürokratik makinedir. Anhui Black Mudan'ı Londra'da bulamıyorsanız, Berlin'de veya Stockholm'de de yoktur. "Eurokratların" yazdığı kurallar Avrupa'da yaşamın en ücra köşelerine kadar nüfuz eder. Uygulanmaları zorunludur.

Kısa bir süre sonra Euro (birkaçı hariç) bütün Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi olmaya başlayınca, bu aynı olma süreci doruk noktasına yaklaşacak. Birçok Avrupalı Euro'dan korkuyor ve Eurokratlardan hoşlanmıyor. Ama Avrupalılar tarihlerinin en müreffeh ve asude yıllarını yaşadıklarının da farkında. Her şeyin bir bedeli varsa belki Avrupa Birlikli olmanın bedeli de süpermarket domatesi gibi olmaktır: kalın derili, kokusuz, tatsız, uzun ömürlü ve standart.

Bana göre değil. Ben Anhui Black Mudan içmek istiyorum.

***
Yukarıdaki yazım, "Kalkmışken Eurokratlara Bir 'Anhui Black Mudan' Koy!" başlığı altında, geçtiğimiz yılın martında Avrupa Birliği Türkiye Temsilciliği'nin web sitesinde yayınlandı. Karşılığında bana 200 Euro ödediler.

Büyükelçi Karen Fogg'un e-mail'leri çalınıp yayınlandıktan sonra, bu siteye yazı yazan gazeteciler, bazıları tarafından "ihanetle" suçlandı. (Yazıların tamamını şu adreste bulabilirsiniz:

http://www.deltur.cec.eu.int/ guncelavrupa.html)

Yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra ya "vatana ihanet" tanımlamanızı çay konusunu içine alacak bir biçimde değiştireceksiniz.

Ya da atalarınızın çok önceden keşfettiği bir gerçeği (inşallah) anlayacaksınız: Kılavuzu karga olanın burnu .oktan kurtulmazmış.

EN ÇOK OKUNANLAR